Berk1497
Pupa
- 8 Ocak 2022
- 59
- 47
- 30
LV
0
Karıncalar birbirleriyle nasıl iletişimde bulunur ve ne şekillerde haberleşirler?
Karıncalarda iletişim; koku, görme, ses, titreşim algılama ve tat gibi sıralansa da, bunların içinde en etkilisi, kimyasal iletişimdir.
Karıncalar, diğer iletişim şekillerinden daha fazla, kimyasal sinyallere inanırlar.
Semiochemical (yarı-kimyasal) diye adlandırılan bu sinyaller, organizmalar arasında haberleşmeyi sağlayan bir "dil" gibi hizmet görür.
Vücutlarında, 6 ayrı salgı bezinde üretilen yarı-kimyasal yapıya sahip bu salgılar iki gruba ayrılır: 1) Alomenler
2) Feromenler
1) Alomenler
Alomenler, bir türü, diğer türün saldırısından korumak için kullanılır.
Alomen, kimyasallar arasında, üreticisine yararlı, alıcısına zararlı olan haberciler olarak tanımlanmıştır.
Bu yüzden, avcı tarafından yem olarak kullanılan kimyasallar da, savunma amaçlı olmamasına rağmen, allomenel olarak adlandırılmışlardır.
Yani sonuç olarak, üretene faydalı, karşı tarafa zararlı kimyasallardır.
Çünkü savunma amaçlı kimyasallar, vücudun, zarar görme riskini azaltmaya yöneliktir.
2) Feromenler (Feromon)
Çoğunlukla, bir cins arasında kullanılan; bir karınca tarafından salgılandığında, diğeri tarafından algılanan kimyasal sinyallerdir.
Karıncaların iletişiminde antenler, dokunma fonksiyonu nedeniyle çok önemlidir.
Antenleriyle birbirine dokunan karıncalar, bu sırada, kimyasal sinyallerle bilgi alışverişinde bulunurlar.
Yiyeceğe davet, aynı koloniden olanları tanıma, yemek sinyalleri, hep bu şekilde iletilir.
Karıncaların, yuvalarını ve yollarını şaşırmadan bulmasında da etkili olan feromenlerdir.
Yiyeceğe giden en kısa yolu bulabilirler.
Bu yoldan gecen her karınca, kendi kokusunu da bıraktığı için, yol üzerinde bir feromen yoğunluğu oluşturulur.
Bunu algılayan diğer karıncalarda, aynı yolu kullanmaya başlarlar.
Feromenler, yeni yuva yeri ararken, saldırı veya tehlike durumlarında alarm verirken; kısaca, iletişimin gerekli olduğu her zaman kullanılırlar.
Karıncalarda iletişim; koku, görme, ses, titreşim algılama ve tat gibi sıralansa da, bunların içinde en etkilisi, kimyasal iletişimdir.
Karıncalar, diğer iletişim şekillerinden daha fazla, kimyasal sinyallere inanırlar.
Semiochemical (yarı-kimyasal) diye adlandırılan bu sinyaller, organizmalar arasında haberleşmeyi sağlayan bir "dil" gibi hizmet görür.
Vücutlarında, 6 ayrı salgı bezinde üretilen yarı-kimyasal yapıya sahip bu salgılar iki gruba ayrılır: 1) Alomenler
2) Feromenler
1) Alomenler
Alomenler, bir türü, diğer türün saldırısından korumak için kullanılır.
Alomen, kimyasallar arasında, üreticisine yararlı, alıcısına zararlı olan haberciler olarak tanımlanmıştır.
Bu yüzden, avcı tarafından yem olarak kullanılan kimyasallar da, savunma amaçlı olmamasına rağmen, allomenel olarak adlandırılmışlardır.
Yani sonuç olarak, üretene faydalı, karşı tarafa zararlı kimyasallardır.
Çünkü savunma amaçlı kimyasallar, vücudun, zarar görme riskini azaltmaya yöneliktir.
2) Feromenler (Feromon)
Çoğunlukla, bir cins arasında kullanılan; bir karınca tarafından salgılandığında, diğeri tarafından algılanan kimyasal sinyallerdir.
Karıncaların iletişiminde antenler, dokunma fonksiyonu nedeniyle çok önemlidir.
Antenleriyle birbirine dokunan karıncalar, bu sırada, kimyasal sinyallerle bilgi alışverişinde bulunurlar.
Yiyeceğe davet, aynı koloniden olanları tanıma, yemek sinyalleri, hep bu şekilde iletilir.
Karıncaların, yuvalarını ve yollarını şaşırmadan bulmasında da etkili olan feromenlerdir.
Yiyeceğe giden en kısa yolu bulabilirler.
Bu yoldan gecen her karınca, kendi kokusunu da bıraktığı için, yol üzerinde bir feromen yoğunluğu oluşturulur.
Bunu algılayan diğer karıncalarda, aynı yolu kullanmaya başlarlar.
Feromenler, yeni yuva yeri ararken, saldırı veya tehlike durumlarında alarm verirken; kısaca, iletişimin gerekli olduğu her zaman kullanılırlar.
Moderatör tarafında düzenlendi: